nihayete ermesiyle birlikte 10 yıldır bu süreçten arsızca ve kurnazca nemalanan galatasaray cenahı ve türevlerine savaş açılması gereken davadır.

bu savaş, kesinlikle saha içiyle alakalı olmamalı; tamamen onların 3 temmuz'u fırsat bilerek gerek yurt içinde gerekse uefa nezdinde yürüttükleri işbirlikleri ve kulisleri hedef almalı, türkiye'de şikeyi meşrulaştıran, hem siyasi hem cemaat bağlantılarıyla rekabete her türlü ahlaksızlığı bulaştırıp başarıya giden her yolu mübah gösteren, işine geldiği zaman borsada kendi taraftarına kazık atacak kadar alçalabilen güruhun türk sporunu son 25 senede ne derece kirlettiğini gözler önüne sermelidir.

söz konusu fenerbahçe ise, mevzu asla topu iki direğin arasından geçirmek kadar yüzeysel olmamıştır. lakin, sarı kırmızı çıkar çevreleri, medyasından skor odaklı taraftar kitlelerine kadar her mecrada olayı tabelaya indirgeyecek algıları yaratmakta gayet başarılı olmuştur. yine de, bu algıseverlerin alnına gerçekleri mıh gibi çakmak her fenerlinin boynunun borcudur. çünkü fenerbahçe, bir spor kulübüdür ve türk sporunun geleceği için yeri geldiğinde onlar 17,18 hatta 20; fener ise tektir!